Binlerce yıllık geçmişiyle keten tohumu, hem sağlıklı yağları hem de yüksek lif içeriğiyle dikkat çekmektedir. Türkiye’de Samsun, Kastamonu ve Tokat çevresinde yetişen bitki, bugün dünya genelinde en çok Kanada ve Rusya’da üretilmektedir.
Antik çağlardan günümüze uzanan bir bitki
Keten tohumu, insanlık tarihinin en eski kültür bitkilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Arkeolojik bulgular, keten bitkisinin üretiminin M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzandığını ortaya koymaktadır. Antik Mısır’da hem kumaş üretiminde hem de yağ olarak kullanılan keten, daha sonra Mezopotamya ve Anadolu’ya yayılmıştır. Anadolu’da keten, hem tekstil amaçlı lif üretiminde hem de besin değeri yüksek yağı nedeniyle önemli bir tarım ürünü olmuştur. Osmanlı döneminde “bezir yağı” olarak bilinen keten yağı, aydınlatmada, marangozlukta ve gemi bakımında kullanılmıştır. Bugün dünyada keten tohumu üretimi en çok Kanada, Rusya, Hindistan, Çin ve Kazakistan’da yapılmaktadır. Kanada, modern tarım teknolojileriyle yıllık üretimde ilk sırayı almaktadır. Avrupa’da Fransa, Almanya ve Hollanda, özellikle lif kalitesi yüksek keten türlerinin yetiştirildiği ülkeler arasında yer almaktadır.
Türkiye’de keten üretimi
Türkiye, keten tarımının tarihsel olarak en eski yapıldığı bölgelerden biridir. Özellikle Karadeniz ve Orta Anadolu illerinde uygun iklim koşulları nedeniyle keten üretimi uzun yıllar boyunca önemli bir ekonomik faaliyet olarak sürdürülmüştür. Samsun, Kastamonu, Tokat, Çorum, Amasya, Bolu, Giresun ve Sinop çevresi, keten bitkisinin doğal olarak yetiştiği alanlardır. Bu bölgelerdeki nem oranı ve toprak yapısı, ketenin hem lif hem de yağ üretimi için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye’nin birçok yerinde keten üretimi yapılırken, sanayi hammaddesinin değişmesi ve tekstilde pamuk ile sentetik liflerin ön plana çıkmasıyla keten ekim alanları azalmıştır. Ancak son yıllarda özellikle sağlıklı beslenme trendlerinin artmasıyla birlikte keten tohumu yeniden ilgi görmeye başlamıştır. Samsun ve çevresinde hâlâ küçük ölçekli çiftçiler tarafından keten üretimi yapılmakta, tohumlar gıda sektöründe değerlendirilmektedir.
Keten bitkisinin üretim süreci
Keten, genellikle ilkbahar aylarında ekilen, serin iklimleri seven bir bitkidir. Tohumlar mart ve nisan aylarında ekilmekte, hasat temmuz ve ağustos aylarında yapılmaktadır. Bitkinin boyu 40 ila 100 santimetre arasında değişmekte, mavi veya mor renkte çiçekler açmaktadır. Ketenin sap kısmı lif üretimi için, tohum kısmı ise yağ ve besin üretimi için kullanılmaktadır. Tohumlar olgunlaştıktan sonra saplarından ayrılır, kurutulur ve soğuk sıkım yöntemiyle yağı çıkarılır. Soğuk sıkım tekniği, tohumun ısıl işlem görmeden işlenmesini sağladığı için yağın besin değerini korumaktadır. Elde edilen bu yağ, “keten tohumu yağı” veya geleneksel adıyla “bezir yağı” olarak bilinmektedir.
Keten tohumu, bitkisel kaynaklı protein, lif ve omega-3 yağ asitleri açısından son derece zengin bir besindir. 100 gram keten tohumunda yaklaşık 18 gram protein, 27 gram lif ve 42 gram sağlıklı yağ bulunmaktadır. Ayrıca B1 vitamini, magnezyum, demir ve fosfor bakımından da oldukça yüksek değerlere sahiptir. Bu özellikleri, onu hem vejetaryen hem de sporcu beslenmesinde tercih edilen bir gıda hâline getirmiştir.
Keten tohumu, düzenli ve ölçülü tüketildiğinde vücuda pek çok fayda sağlamaktadır. Lif içeriği sayesinde sindirim sistemini düzenlemekte, bağırsak hareketlerini artırmaktadır. İçeriğinde bulunan omega-3 yağ asidi, kalp-damar sağlığını korumakta, kötü kolesterolün düşmesine yardımcı olmaktadır.
Lignan adı verilen doğal bileşenler, hormon dengesini desteklemekte, özellikle menopoz dönemindeki kadınlar için olumlu etkiler göstermektedir. Ayrıca keten tohumu kan şekerinin dengelenmesine, tokluk hissinin artmasına ve cilt sağlığının korunmasına da katkı sağlamaktadır. Keten tohumu yağı, düzenli olarak tüketildiğinde cildi nemlendirmekte, saç tellerinin güçlenmesine yardımcı olmaktadır.
Kullanım şekilleri ve günlük tüketim
Keten tohumu, doğrudan çiğ olarak, öğütülmüş hâlde ya da yağ formunda kullanılabilmektedir. En sık tercih edilen yöntem, tohumların kahvaltılık yoğurt, salata veya yulaf karışımlarına eklenmesidir. Öğütülmüş keten tohumu sindirimi kolaylaştırmakta ve besin değerinin emilimini artırmaktadır. Ayrıca keten tohumu yağı, salatalarda veya sabahları aç karnına bir tatlı kaşığı şeklinde tüketilmektedir. Uzmanlar, günde 1 ila 2 tatlı kaşığından fazla tüketilmemesini önermektedir. Fazla miktarda alındığında lif yükü nedeniyle mide ve bağırsaklarda rahatsızlık hissi oluşturabilmektedir.
oranı yüksek olduğu için fazla tüketim durumunda şişkinlik, gaz ve karın ağrısı gibi problemler görülebilmektedir. Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerde keten tohumu yağı dikkatli kullanılmalıdır. Hamile ve emziren kadınların ise doktor kontrolü olmadan keten tohumu takviyesi almaması önerilmektedir. Ayrıca öğütülmüş tohumlar kısa sürede okside olabileceği için taze olarak tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
Uzmanlar, keten tohumunun uzun süre açıkta bekletilmesinin yağ asitlerinin bozulmasına yol açabileceğini belirtmektedir. Anadolu’da keten tohumu yalnızca bir besin değil, aynı zamanda bir kültür ürünü olarak yaşamaktadır. Karadeniz köylerinde geçmişte keten saplarından iplik üretilmekte, bu ipliklerle dokuma bezi yapılmaktaydı. Keten yağının çıkarıldığı taş pres atölyeleri, “yağhane” veya “bezirhane” adıyla anılmaktaydı. Günümüzde bu geleneksel üretim biçimleri büyük ölçüde azalmış olsa da bazı köylerde küçük çapta üretim devam etmektedir.