Kokina, tavşanmemesi bitkisiyle sarmaşık meyvelerinin birleştirilmesiyle hazırlanan geleneksel bir yılbaşı aranjmanıdır. Kökeni 19. yüzyıl İstanbul’una uzanan bu gelenek, kırmızı–yeşil renklerin bereket ve şansla ilişkilendirilmesi nedeniyle günümüzde de yaygın olarak sürdürülmektedir. Kokinanın hammaddesi olan bitkiler Türkiye’de doğal olarak yetişir.
Kokina İstanbul sokaklarının aralık ayındaki en tanıdık görüntülerinden biri olsa da, çoğu kişinin bildiğinin aksine aslında bir çiçek değildir. Kokina, iki farklı bitkinin bir araya getirilmesiyle hazırlanan geleneksel bir yılbaşı aranjmanıdır. Yeşil kısımlar Ruscus aculeatus (tavşanmemesi) bitkisinden, kırmızı taneler ise Smilax excelsa adlı dikenli sarmaşığın meyvelerinden elde edilir. Bu iki bitki doğal hâlde birleşmez; kırmızı meyveler elle yeşil dallara tek tek sabitlenir. Bu nedenle kokina, İstanbul’un Rum ve Ermeni çiçekçilerinin yüzyıllık bir kış geleneği olarak ortaya çıkmıştır.
Kokinanın kökeni 19. yüzyıl İstanbul’una kadar uzanmaktadır. Kış aylarında çiçek bulmanın zor olduğu dönemlerde Beyoğlu, Balat, Kumkapı ve Kuzguncuk’taki Rum ve Ermeni çiçekçiler, uzun süre dayanan bu iki bitkiyi bir araya getirerek kırmızı–yeşil bir yeni yıl sembolü oluşturuyordu. Bu renk uyumu, Avrupa’daki yılbaşı süsleme kültürüyle de benzerlik taşıdığı için kısa sürede benimsenmiş ve “yılbaşında eve kokina alma” geleneği İstanbul halkının yaşamına yerleşmiştir. Kokina ismi de Yunanca “kókkinos” yani “kırmızı” kelimesinden gelir.
Kokinanın yılbaşında tercih edilmesinin en belirgin nedeni dayanıklılığıdır. Kesildikten sonra haftalarca bozulmadan kalabilen bu bitki, kışın soğuğuna karşı da oldukça güçlüdür. Aynı zamanda kokinaya, eski İstanbul’da şans, bereket ve koruyuculuk gibi anlamlar yüklenmiştir. Kırmızı tanelerin bolluğunun yeni yılda bereketi artıracağı, yeşil dalların ise evi olumsuzluklardan uzak tutacağına inanılırdı. Bazı semtlerde eve alınan kokinanın bir yıl boyunca kırılmadan korunmasının “dileklerin kabulüne işaret” olduğu söylenirdi. Bugün hâlâ birçok kişi bu inancı sürdürmektedir.
Kokinanın yapısındaki iki bitkinin doğal yayılım alanları oldukça geniştir. Tavşanmemesi (Ruscus), Akdeniz ikliminin egemen olduğu bölgelerde, özellikle Ege ve Marmara kıyıları ile Balkanlar’da kendiliğinden yetişir. Gölgeyi sever, yaprak benzeri sert gövdeleri yıl boyunca yeşil kalır. Kokinadaki kırmızı taneler ise dikenli sarmaşık türü olan Smilax excelsa bitkisinden elde edilir. Bu sarmaşık Karadeniz kıyılarından başlayıp Balkanlar’a ve Kafkasya’ya kadar uzanan geniş bir alanda görülür. Ormanlık alanlarda, çalı kümelerinde ve nemli bölgelerde kolayca yayılır. Bu iki bitkinin Türkiye’de doğal olarak bulunması, kokinanın İstanbul’da bir yılbaşı simgesine dönüşmesini kolaylaştıran en önemli etkenlerden biridir.
Kokinanın bu kadar uzun süre dayanmasının nedeni tavşanmemesinin sert, esnek ve neredeyse hiç su kaybetmeyen yapısıdır. Bu özellik sayesinde kesildikten sonra bile tazeliğini uzun süre korur. Sarmaşık meyvelerinin parlak kırmızı rengi ise günlerce solmadan kalır. Bu özellik, kokinayı hem sokak satıcılarının hem de evlerin vazgeçilmez yılbaşı süslemesi hâline getirmiştir.
Her yıl aralık ayında İstanbul’un semtlerinde görülen kokina demetleri, şehrin mevsimsel hafızasının bir parçası olarak kabul edilir. Kapı süslerinde, yılbaşı sofralarında, balkon ve pencerelerde kullanılan kokina, hem geleneksel bir sembol hem de dekoratif bir öğe olarak varlığını korumaktadır. Günümüzde gelenek İstanbul sınırlarını aşsa da kokina hâlâ en çok İstanbul’la özdeşleşmiş bir yılbaşı simgesi olarak bilinir.