Ordu’nun Altınordu ilçesindeki Taşbaşı Kilisesi, 1853 yılından bu yana ayakta duran Rum Ortodoks yapılarından biridir. Cezaevi olarak da kullanılmış olan yapı, bugün kültür merkezi olarak değerlendirilmektedir.
Taşbaşı Kilisesi, Ordu’nun Altınordu ilçesinde, Taşbaşı Mahallesi sınırları içinde bulunmaktadır. Yapı, 19. yüzyıl ortalarında bölgede yaşayan Rum Ortodoks cemaat tarafından ibadet mekânı olarak inşa ettirilmiştir. İnşa yılı 1853 olarak kayıtlarda yer almaktadır. O dönemde Ordu, liman ticaretiyle gelişmekte olan bir yerleşimdir. Rum topluluğunun sayısal olarak arttığı bu yıllarda şehirde taş işçiliği yaygın bir el sanatıdır. Kilisenin inşasında kullanılan taşlar, çevredeki taş ocaklarından temin edilmiştir. Duvar örgüsünde muntazam kesme taş kullanılmış, aralıklar kireç harcıyla doldurulmuştur. Bu yöntem, yapının 170 yılı aşkın süredir sağlam kalmasını sağlamıştır.
Yapı, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir bazilika tipindedir. İç mekân, taş sütunlarla üç bölüme ayrılmıştır. Doğu cephesinde bir ana apsis, kuzey ve güney yönlerinde iki yan apsis bulunmaktadır. Tavan bölümü semerdam çatıdır. Çatıyı taşıyan kemerler taş sütunlarla desteklendirilmiştir. Dış cephe üç katmanlı taş işçiliğiyle örülmüştür. Cephelerde simetri korunmuş, pencere açıklıkları dikey doğrultuda düzenlenmiştir. Pencereler dar ve yüksek tutulmuştur. Bu sayede iç mekâna gün ışığı sınırlı şekilde girmektedir. İç duvarlarda kısmen silinmiş renk ve figür izleri görülmektedir. Yapının batı yönündeki ana giriş kapısı taş kemerli bir alınlığa sahiptir. Kapı üzerinde küçük bir pencere açıklığı yer almaktadır. Kuzey cephesinde ikinci bir giriş açıklığı bulunmaktadır.
Cumhuriyet’in ilk döneminde bölgede yaşayan Rum nüfusun azalmasıyla yapı ibadet işlevini yitirmiştir. 1937 yılından itibaren bina cezaevi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu süreçte iç duvarlarda bölümler eklenmiş, pencereler demir parmaklıklarla kapatılmıştır. Tavan yapısında kısmi onarım yapılmıştır. Fresklerin büyük bölümü bu dönemde zarar görmüştür. Cezaevi dönemi 1977 yılına kadar sürmüştür. Uzun yıllar boyunca kamu kullanımında kalan bina, 1983 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırılmıştır. 1984’te restorasyon süreci başlatılmış, 1999 yılına kadar çeşitli bakım ve onarım çalışmaları yürütülmüştür. 10 Nisan 2000 tarihinde bina “Taşbaşı Kültür Merkezi” adıyla yeniden açılmıştır.
Restorasyon sürecinde öncelik yapı bütünlüğünün korunmasına verilmiştir. Taş duvarlar sağlamlaştırılmış, nem oranını düşürmek için drenaj sistemi uygulanmıştır. Kemer ve sütun birleşim yerleri çelik gergi sistemiyle desteklendirilmiştir. Ahşap çatı sistemi yenilenmiş, kiremit örtü yeniden düzenlenmiştir. İç mekân temizliği sırasında özgün taş döşeme ortaya çıkarılmıştır. Cephe taşları, kimyasal temizlik yapılmadan, kuru fırçalama yöntemiyle arındırılmıştır. Böylece taşın doğal dokusu korunmuştur. Çan kulesinin orijinal formu kaybolduğu için yeniden inşa edilmemiştir. Bugün yapı Ordu Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ile Ordu Belediyesi’nin koordinasyonuyla korunmaktadır. Periyodik bakım çalışmaları yılda iki kez yapılmaktadır.
Taşbaşı Kilisesi’nin kültür merkezi olarak kullanılmasıyla birlikte yapı, yeniden halkla buluşmuştur. Salonda müzik konserleri, tiyatro gösterileri, sergiler ve konferanslar düzenlenmektedir. Ses akustiği nedeniyle özellikle klasik müzik konserlerinde tercih edilmektedir. Yaz aylarında yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen yapı, Ordu’nun turizm rotasında yer almaktadır. Kültür merkezi programları yıl boyunca açık tutulmaktadır.
Taşbaşı Kilisesi, Karadeniz sahil hattında 19. yüzyıl ortalarında inşa edilmiş diğer Rum Ortodoks kiliseleriyle benzer mimari özellikler taşımaktadır. Yapı, plan, malzeme ve cephe düzeni bakımından özellikle Trabzon Panagia Theoskepastos Manastırı, Giresun Gogora Kilisesi ve Samsun Agios Nikolaos Kilisesi ile aynı dönemin izlerini taşımaktadır. Trabzon’daki Panagia Theoskepastos Manastırı, Taşbaşı Kilisesi’yle aynı biçimde doğu-batı yönlü bazilika planı üzerine kurulmuştur. Taşıyıcı sistem kemerlerle desteklendirilmiş, iç mekânda taş ve kireç harcı birlikte kullanılmıştır. Her iki yapıda da taş örgü tekniği benzerdir. Giresun’da yer alan Gogora Kilisesi’nde olduğu gibi Taşbaşı Kilisesi’nde de üç apsisli düzen tercih edilmiştir. Bu düzen, 19. yüzyılın son çeyreğinde
Karadeniz kıyısındaki Ortodoks mimarisinde yaygın olarak uygulanmıştır. Yapıların ortak özelliği, taş cephelerdeki düzgün kesim tekniği ve simetrik pencere dizilimidir.Samsun’un merkez ilçesinde bulunan Agios Nikolaos Kilisesi’nde kullanılan taş cinsi, Ordu’daki Taşbaşı Kilisesi’nde görülen açık gri taşla benzerlik göstermektedir. Her iki yapıda da taş bloklar kireç harcıyla birbirine bağlanmış, cephe yüzeylerinde sıva kullanılmamıştır.
Bölgedeki bu yapı grubu, Rum Ortodoks cemaatinin 19. yüzyılda Karadeniz kıyılarında kurduğu mimari geleneği temsil etmektedir. Bu gelenek içinde Taşbaşı Kilisesi, hem korunmuş yapısı hem de işlev değişimine uğramış olmasıyla dikkat çeken örneklerden biri olarak değerlendirilmektedir.