

Tolga Birgücü yazdı: “Ey Türk Gençliği!”
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözleri, sadece bir hitap değil; bir vizyonun, bir inancın ve bir mirasın gençliğe emanetidir. 19 Mayıs 1919’da Samsun’dan yükselen o ilk adım, milletin kaderini değiştirdi. Ve bu kaderi geleceğe taşıyacak olan, o gün olduğu gibi bugün de gençlerdir.
Bugün yıl 2025. Bayram kutluyoruz.
Fakat bir yandan da haber bültenlerinde gözümüze çarpan manşetler ruhumuzu zedeliyor.
Samsun’da bir parkta “yan baktın” meselesiyle bıçaklanan gençler…
16 yaşında bir çocuğun eline silah verilip, cinayet işlemesine şahit olan bir toplum…
Gençlik enerjisinin kana, öfkeye ve suça dönüştüğü bir manzara…
Peki biz nerede hata yaptık?
***
Türkiye İstatistik Kurumu geçtiğimiz günlerde 2025 yılı 1. çeyrek işsizlik verilerini paylaştı.
Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 15’e düştü.
Evet, yüzdelik olarak gerilemiş olabilir.
Ama işsiz olan her genç, sadece ekonomik değil, sosyal ve psikolojik bir boşluk da yaşıyor.
Genç, üretmek ister.
Genç, görülmek ister.
Genç, ait olmak ister.
Eğer biz gençlerimize yaşam alanı açamazsak; onlar kendilerine, sokakta, parkta, bataklıkta bir “yer” yaratmaya çalışırlar.
O “yer” bazen bir çete olur, bazen bir uyuşturucu batağı, bazen bir öfke patlaması.
***
Belediyeler, aileler, devlet… Herkesin payı var!
Bugün gençliğe yapılacak en büyük yatırım sadece burs vermek, sınav desteği sağlamak değil; onlara hayatla bağ kurabilecekleri sosyal donatılar sunmaktır.
Gençlik merkezleri, kültür atölyeleri, spor kompleksleri, tiyatro sahneleri, kodlama sınıfları…
Bunlar sadece binalar değildir; gençlerin ruhunu yeniden inşa eden mekânlardır.
Belediyelere burada büyük sorumluluk düşüyor.
Mahalledeki kullanılmayan eski bir bina, gençler için bir cazibe merkezi hâline getirilebilir.
Kentin ruhunu taşıyan parklar, amacına uygun etkinliklerle donatılabilir.
“Boş zaman” yerine “dolu bir yaşam” sunmalıyız gençlere.
***
Atatürk “Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın ne olduğunu öğretiniz” derken, bir neslin inşasını tarif ediyordu.
Bugün gençlerimize sadece “vazgeçme” demek yetmez.
Onlara umut veren projelerle, şehirlerin merkezine koyduğumuz kültürle, iyi örneklerle yol arkadaşlığı etmeliyiz.
Çünkü bugünün gençliği sadece bugünün değil, yarının da mimarıdır. Onlar birer sorun değil, potansiyeldir.
***
Bugün, 19 Mayıs.
Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı.
Atatürk, Cumhuriyet’i gençlere emanet etti çünkü onların gözlerinde bir milletin yarını vardı.
O ışığı yeniden yakmak bizim elimizde.
Unutmayalım:
Gençliği kaybeden bir toplum, sadece bugünü değil, geleceğini de kaybeder.
Ancak gençliğe yön veren bir millet, yalnız kendi yolunu değil, insanlığın yolunu da aydınlatır.
Kutlu olsun 19 Mayıs.
Yaşasın gençlik.
Yaşasın Cumhuriyet.
Sevgi ve saygıyla...