Gerçek dostluğun değeri hiçbir ölçüyle tartılamaz; özellikle de maddiyatla. Çünkü dostluk, çıkarla değil, doğrulukla, açık yüreklilikle ve güvenle var olur. İnsan ilişkileri içinde en sağlam, en yüce bağlardan biridir.

Bir dosta duyulan güven esastır. Onun doğruyu söylediğinden, içten davrandığından ve iyiliğimizi gözettiğinden emin olabilmeliyiz. Araya kuşku ya da güvensizlik girdiğinde, dostluğun temeli sarsılır. Verilen sözlerin tutulması bu yüzden önemlidir; çünkü tutulmayan her söz, dostluk bağında derin bir yara açar.

Sevgi, insanı insan yapan en büyük erdemlerden biridir. Sevgiyle kurulan dostluk ise yalnızca bir ilişki değil, insanı yücelten, onu diğer canlılardan ayıran özel bir değerdir.

Fransız düşünür Voltaire’in eserlerinden birinde, filozofların bir araya geldiği bir mecliste şu soru sorulur:
“Dünyadaki en eşsiz nimet, en büyük mutluluk nedir?”

Büyük bir servet mi?
Aşk mı?
Tutku mu?
Makam, şöhret ya da hepsinin bir arada olması mı?

Bu sorular uzun uzun tartışılır. Derinleştikçe, sayılan tüm bu unsurların geçici ve yanıltıcı olduğu anlaşılır. Tartışmanın sonunda içlerinden biri kesin bir ifadeyle konuşur:
“Buldum. Dünyanın en büyük nimeti, ulaşılması en zor mutluluk dostluktur.”

Gerçekten de bu dünyada, hakiki bir dostluğun verdiği huzur ve teselliyle boy ölçüşebilecek başka bir değer yoktur.

Bir an durup düşünün: Başlı başına bir evren olan bir insanın manevi dünyasına ortak oluyorsunuz; kendi iç dünyanızı da onunla paylaşıyorsunuz. Yeryüzünde hangi hazineler birleştiğinde, bu denli görkemli bir zenginlik ortaya çıkar?

Zamanın sınavlarından geçmiş, yıllar boyunca denenmiş dostluklar vardır ki hiçbir koşulda yıpranmaz. Aksine, dostluk eskidikçe derinleşir; tadı ve kıymeti zamanla daha da artar.

Herkese huzur, sağlık, mutluluk, başarı ve bereketle dolu günler diliyorum.