

Tolga Birgücü yazdı: Furtun ve Dağdemir'i öldüren neydi?
29 Mayıs 2015: Dr. Kamil Furtun…
Görev yaptığı hastanede, koridorda yürürken uğradığı silahlı saldırıyla hayata veda etti.
19 Kasım 2015: Dr. Aynur Dağdemir…
Sekreterinin eski eşi tarafından, çalıştığı özel hastanede bıçaklandı ve yaşamını yitirdi.
Bu isimler bizim için sadece birer haber değil; bu şehir için kara birer lekedir.
Peki, aradan geçen yıllar neyi değiştirdi?
Bir şehir düşünün…
Geçmişte iki doktorun görevi başında can verdiği, bir diğerinin çaresizlikle yaşamına son verdiği…
Ve sonra o şehirdeki tüm hastanelere bir bakın: Giriş kapısı ardına kadar açık, çıkış belirsiz.
Bu çelişki değil de nedir?
***
Bugün Samsun’daki birçok hastaneye elinizi kolunuzu sallayarak girebilirsiniz.
Gittim şahsen bizzat inceledim...
Ne bir güvenlik kontrolü, ne bir X-ray cihazı, ne bir turnike…
Elbet X-ray var ama kullanan yok, kullanılması şartını koşan bir protokol yok.
Kapılar açık.
Hatta o kadar açık ki, Anadolu'da sıkça kullanılan “Han kapısı gibi açık” ifadesi maalesef durumu en iyi anlatan tanım haline geldi.
Girişte görevli özel güvenlik personeli mi?
Genellikle danışma bankosunun köşesinde, arkadaşlarıyla koyu bir muhabbette.
Bir soru sorduğunuzda lütfedip cevap verirlerse ne âlâ…
Çay tepsisi ve tavla eksik sadece, o da belki nöbet değişiminde gelir.
***
Bir hastane…
İçinde doğum da olur, ölüm de…
Bir annenin umudu da vardır, bir doktorun yükü de.
Fakat kapısında ciddiyet yoksa, içindeki hayati düzenin ne anlamı kalır?
Güvenlik zaafı sadece bir ihmalkârlık değildir.
Güvenlik zaafı, yalnızca bir “görev ihmali” değildir.
O ihmal, bazen bir doktorun hayatına mal olur.
Bazen bir hastanın canını tehdit eder.
Bazen sadece bir bakıştan doğan bir tartışmanın, şiddete dönüşmesine yol açar.
O yüzden soruyorum:
Dr. Kamil Furtun vurulmadan önce o hastaneye biri silahla nasıl girebildi?
Dr. Dağdemir’in canına kast eden cani, kimseye çarpmadan beşinci kata kadar nasıl çıktı?
Bugün o kapılar hâlâ bu kadar savunmasızsa, geçmişten ne ders çıkarıldı?
***
Hastane, herkese açık bir yer olabilir ancak her giren güvenli değildir.
Hastaneye gelen bir hasta yakını, sağlık çalışanının değil; sistemin güvenliğinden emin olmalıdır.
Doktor, hemşire, danışma personeli; görevine başlarken içi rahat olmalıdır.
Bunun tek yolu da fiziki ve personel güvenliğinin protokol ciddiyetiyle uygulanmasıdır.
Bu yazıyı okuyan yetkiliye sesleniyorum:
X-ray cihazınız var mı?
Varsa çalışıyor mu?
Turnike sisteminiz var mı?
Veya her gelen “Ben hastayım” dediğinde içeri girebiliyor mu?
Özel güvenlik neyle meşgul?
Gerçekten görevini mi yapıyor yoksa görevli gibi mi görünüyor?
Unutmayın, ön kapının disiplinsizliği, bazen bir hayatın arka kapıdan çıkışıdır.
Sevgi ve saygıyla...