

Tolga Birgücü yazdı: Samsun Emniyeti felaketi önledi!
Bir bidonun içine ne sığar?
Yakıt mı, su mu?
Peki ya 1 tonluk bir vicdansızlık?
Samsun Emniyeti sürekli olarak yapıyor bunu!
Geçtiğimiz gün de yaptı.
Ancak bu defa yumruk büyüktü...
Sözünü edeceğim operasyonda, tam olarak bunu ortaya çıkardı.
Vicdansızlık!!!
Hafif ticari bir aracın içinden, AdBlue bidonlarıyla gizlenmiş 1 ton etil alkol ele geçirildi.
Ne için?
Elbette sahte içki üretmek için.
Ve ne uğruna?
3 kuruş daha fazla kazanmak uğruna!
O alkolle 2 bin 500 litre sahte içki üretilebilirdi.
Bu da, belki 100’lerce insanın zehirlenmesi, kör kalması, komaya girmesi ve evet — ölmesi demekti.
Sonra biz ekran başında ya da sosyal medyada şu başlığı okuyacaktık:
“Sahte içki Samsun'da can aldı.”
Peki suçlu kim olacaktı?
Üreten mi, satan mı, içen mi?
Cevap açık: Hepsi değil, hiçbir şey yapmayan bizler!
Şükür ki Samsun Emniyeti gece-gündüz ayakta.
Uyumuyor ve enselemeye devam ediyor.
Kaçakçılıkla mücadelede yalnızca suçun değil, ahlaksızlığın, duyarsızlığın, para hırsının peşine düşüyor.
Bu başarılı operasyon, sadece kaçak bir ticareti değil; bir felaketi engelledi.
Yaklaşık bir milyon liralık vergi kaybı da önlendi ancak, esas kazanç o değil.
Bu operasyonla belki de bir baba çocuklarına, bir evlat annesine, bir genç hayallerine sağ salim kavuşacak.
Başta İl Emniyet Müdürümüz sayın Ahmet Arıbaş’ı, bu operasyonu gerçekleştiren kurum içerisindeki ve sahadaki tüm KOM ekiplerimizi yürekten kutluyorum.
Onlar sadece kanunun değil, bu toplumun vicdanının da temsilcileri.
Her biri, karanlıkta bir fener gibi.
Bu toplumda, 3 kuruşluk kâr için binlerce hayatı riske atanlar kadar, o hayatları korumak için göğsünü siper edenler de var. Biz, hangisinin yanında olacağımıza karar vermeliyiz.
Çünkü unutmayın: Sahte içki karışımı yalnızca tüketenleri değil, tüm toplumu zehirler.
Ve bu toplumu korumak sadece emniyetin değil, hepimizin görevi.
Her birey, her aile, her mahalle bu zincirin bir halkasıdır.
Görmezden gelinen her ihbar, “bana ne” denilen her şüpheli durum, belki de geri dönülmez bir facianın sessiz başlangıcı olabilir.
O yüzden konuşmalı, sorgulamalı ve gerektiğinde harekete geçmeliyiz.
Çünkü bir toplum ancak vicdanıyla ayakta kalır.
Samsun Emniyeti bize bu vicdanın hâlâ dimdik durduğunu gösterdi.
Geriye kalan tek şey, bu dik duruşa bizlerin de omuz vermesi.
Alkışı hak eden yalnızca başarılı bir operasyon değil, insan hayatına duyulan saygıdır.
Ve biz o saygıyı büyüttükçe, karanlık işler aydınlığa çıkmaya mahkûmdur.
Yarın görüşmek üzere.
Sevgi ve saygıyla...