usd
39,3973
eur
45,6429
gbp
53,5456
gram-altin
4.327,81
ceyrek-altin
7.075,97
cumhuriyet-altini
29.301,00
btc-USD
106.808,79
btc-turk-lirasi
4.207.604
ethereum-USD
2.613,50
Ümit Özçelik'in kaleminden: Küçük kızın düşleri..

Ümit Özçelik'in kaleminden: Küçük kızın düşleri..

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yağmur, on bir yaşındaydı. Adı gibi gökyüzünü severdi. Geceleri babasıyla birlikte evlerinin küçük balkonuna çıkar, yıldızları seyrederdi. Babası ona takımyıldızları gösterir, her birine birer hikâye uydururlardı.

Bir akşam, Yağmur okuldan üzgün döndü. Öğretmeni onun çizdiği resmi beğenmemiş, “Gerçek dışı,” demişti. Yağmur, yıldızların mor olduğu bir gökyüzü çizmişti.

Balkona çıktı, sessizce oturdu. Az sonra babası geldi, elinde iki sıcak çay.

“Bugün yıldızlar biraz buruk sanki,” dedi babası.

Yağmur başını salladı. “Resmime gerçek dışı dediler. Oysa ben öyle görüyorum. Belki yıldızlar mor olmalı.”

Babası gülümsedi, kızının omzuna hafifçe dokundu.

“Belki de senin gördüğün gökyüzü, bir gün herkesin görmek isteyeceği gökyüzü olur. Gerçek, bazen bir çocuğun hayal ettiği şeyle başlar.”

O gece gökyüzü bulutluydu ama Yağmur babasının gözlerinde yıldızlar gördü.

Ve o andan sonra, çizdiği her gökyüzünde bir yıldız babasının hikâyesini anlatır oldu.

Geceler birbirini kovaladı. Yağmur, artık çizdiği her resimde o gece babasının söylediği cümleyi saklıyordu: “Gerçek, bazen bir çocuğun hayal ettiği şeyle başlar.”

Okulda öğretmeni onun azmini fark etmişti. Herkes düz çizgilerle evler çizerken, Yağmur gökyüzünü yere indiriyor, yıldızları evlerin çatısına konduruyordu. Öğretmeni bu kez ona, “Hayal gücün çok kuvvetli, Yağmur,” dedi. O gün sınıftan koşarak çıktı ve okulun bahçesindeki ağacın altına oturdu. Cebinden minik defterini çıkardı, en üstüne yazdı: “Bazen yıldızlar mor olur.”

Akşam yine balkon zamanıydı. Babası bu kez biraz yorgundu. Ceketini sandalyeye asarken dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı.

“Bugün seninle bir yere gitmek istiyorum,” dedi.

Ertesi sabah onu şehirdeki bir resim atölyesine götürdü. Duvarlarda çocukların hayalleri, fırçaların izinde dans ediyordu. Yağmur, odanın tam ortasında durdu. Kalbi hızlı hızlı atıyordu. Babası diz çöktü ve göz hizasına geldi:

“Burada senin gibi gökyüzünü farklı gören çocuklar var. Senin de burada bir yerin olsun ister misin?”

Yağmur gözleri parlayarak başını salladı.

O günden sonra her hafta sonu atölyeye gitti. Renklerle dost oldu. Gök mordu, yıldızlar pembeydi, bazen bulutlar balon gibi uçardı resimlerinde. Ve bir gün, atölyede düzenlenen sergide Yağmur’un resmi en çok ilgi çekenlerden biri oldu. Bir köşede resmin altında şöyle yazıyordu:

“Bu gökyüzü, babamla balkonumuzda gördüğüm ilk yıldızdan doğdu.”

O gün babası sergiyi gezerken, gözleri dolu dolu Yağmur’un resmine bakıyordu. Yağmur sessizce yanına sokuldu.

“Biliyor musun baba,” dedi, “Ben yıldızları senin gözlerinden öğrendim.”

Babası eğildi, kızının alnına küçük bir öpücük kondurdu.

“Ve ben, en parlak yıldızı senin kalbinde gördüm, Yağmur.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *