Tolga Birgücü yazdı: Samsun sadece 19 Mayıs’la hatırlanmasın
19 Mayıs geldiğinde, Samsun bambaşka bir kimliğe bürünür.
Tarih burada yazıldığı için değil sadece — his burada, ruh burada, başlangıç burada olduğu için…
Yine öyle oldu.
Türk Yıldızları semaları parçaladı, 1919 metrelik bayrak kıyıdan kıyıya uzandı, fener alaylarında binler tek yürek oldu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı o büyük adımı yeniden hissettik, yeniden yaşadık.
Ama soralım: Yarının Samsun’u için bugün ne yapıyoruz?
***
Önceki yazımda da yazdım, geçtiğimiz günlerde gençlerin karıştığı iki trajik olay biribirnden sarsıcıydı.
Bir parkta “yan baktın” tartışması bıçaklı kavgaya dönüşüp, cinayetle sonuçlandı.
Henüz 16 yaşında bir çocuk, ablasını kaçırdığı iddia edilen kuzenini öldürdü.
Olayın ardından babasının söylediği öne sürülen söz kan dondurucu: “Vur lan, vur.”
Bu sadece bir adli vaka değil; bu bir çöküştür.
Ailenin, okulun, sokakların, ekranların, kent yönetimlerinin gençlere sunamadığı hayatın isyanıdır.
Öte yandan, Samsun’da polis memurunun evinde ölü bulunması gibi üzücü haberler de art arda gündeme geldi.
Bu tür olaylar, toplumumuzun huzurunu ve güvenliğini tehdit ediyor.
Çünkü gençler, ilgi bulamazsa öfkeye, yön bulamazsa suça savrulur.
Tam da bu yüzden: Canik’teki Mangala Turnuvası çok şey anlatıyor
240 gencin aileleriyle birlikte katıldığı Canik Aile Gençlik Mangala Turnuvası belki manşetlik bir haber değil ancak çok kıymetli.
Çünkü orada sadece taş dizilmedi; kuşaklar arasında bağ kuruldu.
Çünkü çocuk bir an için telefondan uzaklaştı, yüzüne bakan bir anne-baba gördü.
Çünkü gelenek hatırlandı, paylaşmak hissedildi.
İşte aradığımız çözüm burada: bağ kurmak.
***
Diğer bir yanda da umut vardı...
Samsunspor’un Avrupa kupalarına katılmayı garantilemesi işte bu yüzden sadece sportif bir başarı değil.
Bir şehir nefes aldı, bir genç tribünde “ben de yapabilirim” dedi.
Her büyük galibiyet, küçük umutlara kapı açar.
Sporun şehre kattığı en güzel şey budur: aidiyet.
***
Samsun’un sadece tarih ve sporla değil, ekonomik dönüşümle de adından söz ettirmesi gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan Samsun Lojistik Merkezi ve Güney Çevre Yolu yatırımları, kentin Karadeniz’in ticaret ve taşımacılık üssü olma hedefini güçlendiriyor.
Sanayi, tarım ve liman potansiyelini birleştiren bu adımlar, gençlere iş ve umut kapısı açma olanağıyla da hayati önemde.
Çünkü sadece anmak yetmez, gençlerin bu şehirde kalmaya, üretmeye ve yaşamaya değer bir gelecek bulması gerekir.
Her yapılan yol, kurulan fabrika, geliştirilen OSB ya da liman yatırımı, yalnızca ekonomik değil, sosyolojik bir yatırımdır da.
İşte Samsun, hem mazisine hem de yarınına sahip çıkacaksa, bu yatırımlarla gençlerine “gitme, kal bu şehirde” diyebilmeli.
****
Bir başka güzel haber ise, İlkadım Belediyesi’nden. Şehir dışından gelen hasta yakınları için yapılan Refakatçi ve Konukevi, belki de en az konuştuğumuz ancak yüreğe en çok dokunan hizmetlerden biri.
İnsanların “yalnız değilsiniz” cümlesini tabelasız, sessiz ama çok güçlü bir şekilde duyduğu yer.
Bir kent, halkına verdiği güvenle büyür.
Ve güven, yatak sayısıyla değil, yüreğe dokunan hizmetle ölçülür.
***
Samsun her gün 19 Mayıs olmalı
19 Mayıs sadece takvimde değil, yürekte yaşandığı sürece anlamlı.
Evet, Atatürk bu şehre çıktı. Ama asıl mesele şu:
Biz, Atatürk’ün çıktığı bu şehirde ne kadar ayaktayız?
Gençleri hayattan kopan, sokakları öfkeyle dolan, umutları yalnızlığa terk edilen bir şehir 19 Mayıs’ın hakkını veremez.
Fakat bağ kuran, üreten, yarışan, yardımlaşan, hayal kuran bir Samsun; işte o zaman gerçek anlamda bayram yaşar.
Çünkü 19 Mayıs yalnızca bir bayram değil…
Bir şehirden başlayarak yeniden dirilmenin adıdır.
Sevgi ve saygıyla...
