Annesi camdan sokağa doğru bağırıyordu;
Barış Barış Barış..
Çocuk yine arkadaşlarıyla oyuna dalmıştı,
Duymuyordu annesini,
O kadar iyi saklanmıştı ki, bulunamıyordu.
Arkadaşları da bağırıyordu;
Barış Barış Barış..
Herkesi sobelemişti, bir tek o kalmıştı.
Tüm oyun çocukları onu arıyordu
Bir taraftan da endişeleniyorlardı,
Öyle yaa hala bulunamamıştı,
Barış..
Bugün de tam ihtiyacını duyduğumuz,
Köşe bucak aradığımız, bulduğumuz da
Sinemize sokacağımız söz değil midir,
Barış..
O saklanıp da henüz bulunamayan çocuk gibi
Harıl harıl hep beraber arıyoruz,
Ne güzel de anlaşıyorduk aslında.
Kimdi, kimdi bizi bu hale dönüştüren!
Komşuyu komşularla,
Köylüyü köylülerle,
Şehri şehirlerle,
Kısacası
Bizi bize küstüren, Kimdi!!
Bulmamız gereken ve tekrar konuşmamız gereken sözcüktür,
Barış..
Şimdi biz büyükleri biraraya getirecek
Sihirli masayı bulmamız gerekiyor.
Bulmamız gerekiyor ki,
Barışı konuşabilelim.
Evet,
Barış..
Allasen nedir bu barış..
Komşuyu komşuyla
Köylüyü köylüyle kucaklatan.
Nasıl bir şeydir, bu
barış..
Çok basit aslında,
Hak hukuk adalet denen
Kavramların herkese eşit uygulandığı Sistemi kurduğumuz da,
Barış kendiliğinden gelecek.
Ve annesinin camdan çağırdığı
Ve çocukların endişeli aradıkları
Ve hepimizin köşe bucak baktığı
Ve haykırarak bağırdığımız
Barış...
Gelecek birgün ülkemize.