Samsun’da her 29 Ekim sabahı, denizden gelen tuzlu rüzgârın içinde başka bir heyecan dolaşır. Şehrin meydanları, caddeleri, bayraklarla donatılmış okullar ve marş sesleri… Her biri sadece bir kutlamayı değil, bir hatırayı taşır: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk adımıyla başlayan o büyük yürüyüşü.

Cumhuriyet’in Doğduğu Kent

Samsun, tarih kitaplarında sadece “Atatürk’ün Bandırma Vapuru’yla çıktığı şehir” olarak geçmez. Burası Cumhuriyet’in ilk nefesini aldığı, bağımsızlık fikrinin ete kemiğe büründüğü yerdir. Bu yüzden her 29 Ekim, Samsun’da kutlama değil; adeta bir yeniden doğuş günüdür. Çünkü Cumhuriyet’in anlamı burada sadece tarihsel bir olay değildir; bir karakterdir, bir yaşam biçimidir.

Bugünün Gençlerine Emanet

Cumhuriyet, gençlere emanet edilmiştir deriz. Ama Samsun’da bu söz, bir temenniden çok bir sorumluluktur. Her 29 Ekim’de kortejlerde yürüyen lise öğrencilerinin gözlerindeki parıltı, o emaneti taşımanın bilincidir. Samsun’un gençleri, yüz yıl önceki o inancın mirasçıları olarak; sadece geçmişi değil, geleceği de sırtlarında taşırlar.

Bir Kentin Aynası: Cumhuriyet

Bugün Samsun sokaklarında dalgalanan bayraklar, sadece bir ulusun değil, bir şehrin duruşunu da simgeler. Çünkü Samsun, Cumhuriyet’in aynasıdır. Ne zaman ileriye bakmak gerekse, ne zaman umudu yeniden hatırlamak istesek, gözlerimizi buraya çevirmemiz yeterlidir.

Cumhuriyet’in 102. yılında, bir kez daha anlıyoruz: O ilk adım, sadece bir kıyıya değil, sonsuza uzanmış bir yoldur.
Ve o yol, Samsun’dan başlamıştır.