Bir eğitimci okurumuzun satırlarından ilhamla…

Çocuklar; masumiyetin, sevginin, iyiliğin ve umudun en saf hâlidir. Onlar barışın, dostluğun ve geleceğe dair beklentilerimizin sembolüdür. Güler yüzümüz, yarınımız ve hayatımızın en kıymetli parçasıdırlar.

Çocuklara baktığımızda kendimizden izler görürüz. Onlar hayatın en gerçek aynalarıdır. Küçük bedenlerinde koskoca bir evreni taşıyan, yürekleri sevgiyle dolu gönül güneşleridir ve bizlere emanet edilmiş en değerli varlıklardır.

Anne-babaların, eğitimcilerin ve okulların varlık sebebi; bu temiz ve saf emanetleri geleceğe en doğru, en sağlıklı şekilde hazırlayabilmektir. Bunun için tüm imkânların ve çabaların seferber edilmesi gerekir.

Eğitim sürecinde öğretmenlerin öğrencilerini, anne-babaların ise çocuklarını yakından tanıması büyük önem taşır. Her çocuğun yaşı, gelişim düzeyi ve bulunduğu çevre iyi analiz edilmeli; alınacak önlemler, yapılacak yönlendirmeler ve sergilenecek davranışlar buna uygun olmalıdır.

Çocukların her yaş döneminde çeşitli sorunlarla karşılaşması doğaldır.

Asıl önemli olan, bu sorunlarla karşılaşıldığında doğru tepkiler verebilmek; onların temel ihtiyaçlarını gözetmek, anlayışlı ve olgun bir tutumla iyi birer rol model olabilmektir.

Çocuk eğitimi üzerine sayısız kitap yazılmış, pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. Eğitimciler bu kaynaklardan yararlanarak bilgilerini uygulamaya dönüştürmeye gayret etmektedir.

Uzun yıllar eğitim camiasının içinde yer almış biri olarak; teorik bilgilerin yanı sıra sahada yaşanan gerçek sorunlardan da yola çıkarak, anne-babalara, öğretmenlere ve öğrencilere her zaman destek olunması gerektiğine inanıyorum.

Bu vesileyle tüm eğitimcilerimize ve öğrencilerimize başarılar diliyor; herkese huzurlu, mutlu, sağlıklı, bereketli ve aydınlık günler temenni ediyorum.