Bana en sık sorulan sorulardan biri şudur: “Çocuğum yüzmeye başlayacak… Kaç derste yüzer?” Bu soruyu duyunca doğrusu gülümsüyorum. Çünkü yüzme, süre ölçülerek öğrenilen bir şey değil. Su, kimseyi takvime göre ödüllendirmiyor. Bazı çocuklar suya hemen arkadaş olur, bazıları ise önce kenarda güven toplar. Kimi nefesini kolayca ayarlar, kimi önce suyun sesine alışır. Bu çok normal. Çünkü öğrenme hızı herkeste farklıdır.
Bilim bize gösteriyor ki; yüzme öğrenme sürecini etkileyen pek çok özellik var: Motor gelişim: vücut hareketlerinin uyumu Özgüven: suya alışma ve rahatlama Koordinasyon: kollar, bacaklar ve nefesin uyumu Ön deneyimler: daha önce suyla yaşanan duygular Yani suyun içinde her çocuk (ve her yetişkin) kendi yolunda ilerler. Bazen bir öğrencim ilk derste yüzmeye başlar, bazen biri sadece suya dokunur ve o gün için bu kocaman bir başarıdır. Ve yetişkinler… Onlar da aynı soruyu sorar: “Kaç derste yüzerim?” Yanıtım her zaman aynıdır: Suyun seni taşıdığına inandığın an başlarsın yüzmeye. Kimileri önce korkusunu çözer, kimileri önce tekniği öğrenir. Önemli olan; yolda olmak, suya her girişin bir adım olduğunu unutmamak.
Yüzme, sadece kulaç değil; nefes, güven ve sabırdır. Her biri kendi vaktinde gelir. O yüzden, bir öğrencim bana “Hocam ben ne zaman öğreneceğim?” dediğinde, sessizce şöyle söylerim: “Sen suya yaklaştığın her an, öğrenmeye başladın bile.” Herkes aynı hızda öğrenmez. Ama herkes öğrenebilir. Yeter ki suyla tanışmaya bir kez cesaret etsin.