Okul açılmadan önce yıllık planı hazırlamak her zaman heyecan verici ama bir o kadar da düşündürücü oluyor. Defterimde haftalara bölünmüş dersler, kazanımlar ve etkinlikler var. Planın üzerinde saatlerce çalışırken sadece akademik kazanımları düşünüyordum; Matematik, Fen, Türkçe… Ama her hafta işlediğimiz dersler ve öğrencilerin tepkileri bana bir kez daha gösterdi ki, eğitim yalnızca kağıttaki kazanımlardan ibaret değil.
Geçen yıl, baharın ortasında açık hava etkinliği olarak planladığımız koordinasyon çalışması vardı: 9.1.4. kazanım. Çocuklar neşeyle sahaya çıkmayı beklerken birden gökyüzü karardı ve yağmur başladı. Önce hayal kırıklığına uğradım; ama çocuklar sınıfta da eğlenebileceklerini hatırlattılar. Sıraları kenara çekip, dar alanda oyunlar oynadık. Kazanım hâlâ aynıydı; ama deneyim, planın kâğıtta gördüğüm halinden çok daha değerliydi. İşte yıllık planın gerçek ruhu, bu beklenmedik anlarda ortaya çıkıyor. Başka bir hafta, sınav haftasına denk gelen kısa bir beden eğitimi dersi vardı. Çocuklar çok stresliydi; not kaygısı yüzlerinden okunuyordu. Planımda uzun bir spor etkinliği olmasına rağmen programı değiştirdim ve onları küçük nefes egzersizleri ve basit hareketlerle rahatlatmaya çalıştım. Bir öğrenci bana gülerek, “Hocam, sanki biraz rahatladım” dedi. O an bir kez daha gördüm ki, beden eğitimi yalnızca fiziksel kazanım sağlamakla kalmaz; kaygıyı azaltır, özgüveni artırır ve akademik başarıya dolaylı olarak katkı sağlar.
Yıllık planın içinde Resim ve Müzik dersleri de var. Kimi öğrenciler o dersleri “fazladan zaman” gibi görüyor, kimi ise kendini ifade edebildiği nadir alanlar olarak değerlendiriyor. Bir Resim dersinde, bir öğrencinin kâğıda döktüğü duygularını gördüğümde planın rakamlarla ölçülemeyen değerini fark edebilsek. Bu iki saatlik etkinlik, onun zihnindeki sıkışmış düşünceleri açmış ve sonraki gün derse daha odaklanmış bir şekilde gelmesini sağlar.
İşte tam da bu yüzden, yıllık plan sadece bir takvim değil. Her hafta, her ders, öğrencilerin hayatında küçük ama kalıcı izler bırakıyor. Ve ben, her planı hazırlarken şunu düşünüyorum: Beden Eğitimi ve Spor, Müzik, Resim dersleri gibi alanların süresi akademik derslerle aynı önemde olmalı. Çünkü çocuk sadece sınavlara hazırlanmakla değil; hareket ederek, üreterek, kendini ifade ederek büyür. Planın her satırı, onların sadece bilgi değil, yaşam becerisi kazanmasını da sağlıyor.
Yıllık planı hazırlarken, tatiller ve ara dönemler de göz önünde bulunduruluyor. Ama her zaman akılda tutmamız gereken bir not var: Hava şartları, öğrencilerin ihtiyaçları ve derslerin doğası gereği planlar esnek olmalı. Çünkü gerçek öğrenme, kağıttaki çizelgeden çok, sınıfta, sahada ve sınıf dışında yaşanıyor.