23–27 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen Paralimpik Avrupa Yüzme Şampiyonası’nda yüzme hakemi olarak görev almak, hayatım boyunca unutamayacağım bir deneyim oldu. İlk kez böyle büyük bir organizasyonda yer almak heyecan vericiydi ama asıl unutulmaz olan, o havuzun etrafında, suların içinde yaşanan ilham dolu hikâyelere tanık olmaktı.
Yarışlar, İstanbul Cebeci Spor Kompleksi’nde gerçekleşti. Sadece fiziksel değil, duygusal anlamda da derinliği olan bu şampiyona, bana sporun ne kadar güçlü bir dönüştürücü olduğunu bir kez daha hatırlattı. Eksik uzuvlarla yüzüp dereceye giren sporcular, azmin, disiplinin ve inancın vücut bulmuş haliydi. Her kulaç, sınırları zorlayan bir kararlılıktı. Bu yarışlarda bir sahne vardı ki, gözümün önünden hiç gitmiyor. Görme engelli sporcuların, havuzun duvarına çarpmadan doğru zamanda dönüş yapabilmeleri için her kulvar başında bir görevli vardı. Ellerinde uzun bir çubuk – ucu yumuşak, esnek bir aparatla biten bir değnek. Görevli, sporcu dönüş noktasına yaklaşırken sırtına hafifçe dokunuyor, ona “şimdi” diyordu. Ne bir kelime, ne bir işaret… Sadece bir temas. O temas, bir dönüşün habercisi, bazen bir finalin başlangıcıydı. O anı görmek değil, hissetmek gerekiyordu. Her temas, başarıya giden yolu fısıldıyordu adeta.
Organizasyonun maskotu ise İstanbul’a özel tatlı bir detaydı: bir kedi. Çünkü dünyada en çok kedinin yaşadığı şehir İstanbul! Bu sempatik simge, organizasyonun ruhuna sıcaklık kattı.
Yarış öncesinde, dünya federasyonlarından gelen uzman bir ekipten seminer alma fırsatımız oldu. Bu eğitimler sayesinde sadece kuralları değil, paralimpik ruhun özünü de daha iyi kavradım. Şimdi artık resmî olarak bir paralimpik yüzme hakemiyim ve Samsun’da bu unvana sahip sadece iki kişiden biriyim. Bu benim için büyük bir gurur.
Ayrıca hakem ekibinde, yüzücülük yaptığım yıllarda bana hakemlik yapmış hocalarımla birlikte görev almak da çok anlamlıydı. Yıllar sonra aynı heyecanla, aynı disiplinle bir aradaydık. Bu kez elimde bone değil, kronometre vardı. Ama içimdeki heyecan, o yıllardan hiç eksilmemişti.
Paralimpik spor, sadece bir yarış değil; hayata karşı bir duruştur. Bu dev organizasyonun ülkemizde gerçekleşmiş olması, sporun kapsayıcı ve birleştirici gücünü bir kez daha göstermiş oldu.
Ben artık sadece bir hakem değilim. Aynı zamanda bu azmin, bu mücadelenin, bu ilhamın da tanığıyım.