Dünyanın köşeleri olsaydı belki de çekilirdim birine ama yuvarlak diyorlar kendisi için. O yüzden başka köşeler aradık kendimize. Bana da bu köşede arayışlar, bulamamalar, bulduğunu sanmalar, birazlıklar, azlıklar, yarımlıklar ve iç döküşler düştü.
Geçen gün notlarımın arasında zamanında yazmış olduğum bir dörtlüğe denk geldim. Beylik laflar etmekten çekinmediğim zamanlardan kopup gelen. ‘ Yanlış zamanlarda yanlış işlerin peşine düştük de / Ondan mı hep birazız, azız, yarımız / Ne oraya hazırız / Ne buraya sığarız. ’
Neden hep azız sevgili okuyucu? Bir düşün bakalım neyi arıyorsun? Neden kendini hep eksik hissediyorsun? Yarım kalmışlığın yankısıyla yürürken her soru-nun başka sorular getirdiğini fark ediyor musun? Her buluşta yeni bir arayışın kapısı açılıyor ve bu hiç bitmiyor. Ve bu arayışlar içinde yanlış yolları seçmemiz de gayet insani. O yollardan dönmemiz de. Hatta o yanlış yollardan çıkıp başka yanlışlıklara sapmamız da. Beşeriz nihayetinde ve içimizdeki doğruyu bulana kadar uzayıp giden yolun yolcusuyuz.
İki dünya arasında asılı kalmışız aslında. Toprağa basarız ama göğe bakarız. Ne tam dünyaya ne de bütünüyle mana alemine bir aitlik bu. Her birimiz farklı yerlerde ararız tamlığı ama bulamayız. Hep daha iyisini isteyen varlıklar olarak, o daha iyilerin de sonu gelmez hiç. Bizim önce tamlığın ulaşılacak bir yer değil de fark edilecek bir hal olduğunu anlamamız gerekir belki de.
Ve şimdi sana bir iyi bir de kötü haberim var sayın okur. İyi haber tamamlanma arzumuz uğruna içimizdeki o güç meşalesi hep yanacak, rahat ol. Kötü haberse maalesef asla tamamlanamayacağız. Bulduk galiba dediğimizin yeni arayışlara, yeni sorulara yol açtığını göreceğiz. Arayışımız hiç bitmeyecek.
Bir gönül ereni der ki; insanın kalbi iki parça yaratılmıştır. Biri kendinindir diğeri Yaradan’ın. O parça birleşmeden huzur bulmaz. Belki de son nefesimizle arayışlarımız son bulacak, belki de bulmuş olacağız o zaman. Ya da bulmamıza gerek bile kalmayacak.
Kaçıp saklanabileceğimiz köşeleri yok yerkürenin maalesef, yuvarlak diyorlar kendisi için. Kimseye kalmaması gibi bir özelliği de var zaten. Tamamlanmak için yeterince uygun bir yer olmadığı da söylenenler arasında. Bir sonuca bağlamadan, eksik bırakarak tamamlıyorum yazımı. Belki de asıl tamamlanma eksik kalmayı kabul etmektir.
Vesselam.