Bazen biri bana, “Ben yüzmeyi öğrenmek için çok geç kaldım,” dediğinde hafifçe gülümserim. Çünkü o cümlenin arkasındaki korkuyu, çekingenliği, denemekten vazgeçme isteğini çok iyi tanırım. Ama aynı anda içimde bir şey kıpırdar: ‘Bir kişi daha kendini aşmak üzere...’
Yetişkinlerle çalışmayı belki de en çok bu yüzden seviyorum. Onlar suya sadece ayaklarını sokmuyorlar; yılların getirdiği alışkanlıklarını, korkularını, ertelemelerini de beraberlerinde getiriyorlar. Sadece suya değil, kendilerine dokunuyorlar aslında.
Ve ben buna tanıklık ediyorum... Bu tanıklık, yaptığım işi bir meslek olmaktan çıkarıp bir anlam hâline getiriyor.
Her başlangıçta aynı cümleleri duyarım: “Bata çıka olacak herhalde...” “Bilmiyorum yapabilir miyim...”
“Ben su kaldırmaz diye korkuyorum...”
Sonra bir gün o kişi suyun üstünde, kendi gücüyle durur. İlk defa akışa teslim olmanın ne demek olduğunu hisseder. Birkaç denemeden sonra hiç beklemediği bir şekilde kulaç atar. Yüzüne fark etmeden kocaman bir gülümseme yerleşir.
İşte o anda içimden hep aynı şey geçer: “İyi ki buradayım. İyi ki bu işi yapıyorum.”
Çünkü bazen insanlar sanıyor ki ben sadece yüzme öğretiyorum.
Hayır... Asıl yaptığım, suya güvenmeyi öğretmek. Kendine güvenmeyi hatırlatmak. Yetişkin bir insanın “Ben hâlâ öğrenebiliyorum” demesinin gururuna tanık olmak.
Su, bir yetişkin için yalnızca bir spor alanı değildir; yeniden doğabileceğini, hâlâ dönüşebileceğini gösteren bir ayna gibidir.
Ve ben o aynayı tutan kişi olduğumda, kendimi gerçekten işe yarar hissediyorum.
Her öğrenciyle benim de biraz daha büyüdüğümü, biraz daha insan olduğumu fark ediyorum. Bu işte en sevdiğim şey ise sonuçların hızlı gelip gitmesi değil; o küçük adımların, o minicik cesaret kırıntılarının birike birike bir başarıya dönüşmesi.
Suyun içinden yükselen her kahkaha, “Hocam oldu!” diyen her sevinç, ilk nefes kontrolünde yakalanan o dinginlik... Bunların hepsi beni besliyor, güçlendiriyor, adeta içimde bir ışık yakıyor.
Benim için yüzme öğretmek sadece bir beceri kazandırmak değil; yetişkinlerin kendilerine inanmasına eşlik etmek.
Ve her yeni başlangıçta aynı şeyi hatırlıyorum:
Hiç kimse geç kalmaz. Su herkesi kabul eder. İnsanın kendisi de isterse, yeniden başlamayı kabul eder.