Uzun zamandır eğitim üzerine düşünen herkes aynı soruyu tekrar ediyor:
“İyi öğretmen nasıl olur?”
Cevaplar çok farklı. Kimine göre bilgi dolu, kimine göre sabırlı, kimine göre fedakâr…
Liste uzuyor ama gerçek hayatta bu beklentilerin tamamını aynı kişi karşılayamıyor.
Çünkü “iyi öğretmen” tanımı çoğu zaman insanı unutuyor.
İyi öğretmen; her an ulaşılabilir, her derse enerjik, her öğrenciye sonsuz anlayışlı, her veliye
sakin yaklaşan kişi gibi sunuluyor. Bu tanım kulağa hoş geliyor ama insan doğasına ters.
Sürekli yüksek performansa ayarlanmış bir makineden farkı yok.
Tam burada farklı bir soru ortaya çıkıyor:
“Asıl önemli olan iyi öğretmen olmak mı, yoksa dengede öğretmen olmak mı?”
Dengede öğretmen; tükenmeye yaklaşmadan durabilen kişidir.
Gerektiğinde hayır diyebilir, sınır koyabilir, enerjisini korur.
Her şeyi aynı anda yapmaya çalışmaz, yapamadığında kendini suçlamaz.
Eksikleriyle barışıktır ama mesleğini ciddiyetle yürütür.
Dengede duran öğretmenin sınıfa etkisi çoğu zaman “çok iyi” öğretmenden daha uzun
ömürlüdür. Çünkü kendi merkezini koruyabilen bir öğretmen, öğrencinin merkezine de zarar
vermez. Duygusal dalgalanmalara, yoğun günlere, karmaşık ilişkilere karşı daha
dayanıklıdır.
İyi öğretmen idealdir;
dengede öğretmen ise gerçektir.
Bugün eğitimde yaşanan birçok yıpranmanın sebebi, herkesin kendini “mükemmel
öğretmen” kalıbına sıkıştırmaya çalışması. Oysa öğrenciler mükemmelliği değil, tutarlılığı
fark eder. Onlar için öğretmenin duruşu, ses tonu, davranış biçimi çok daha belirleyicidir.
Sonuç olarak:
Dengede olan öğretmen, sürdürülebilir öğretmendir.
Kendi gücünü koruyabildiği için başkalarına daha sağlıklı dokunur.
“İyi Öğretmen Olmak mı, Dengede Öğretmen Olmak mı?”
Uzun zamandır eğitim üzerine düşünen herkes aynı soruyu tekrar ediyor:
“İyi öğretmen nasıl olur?”
Cevaplar çok farklı. Kimine göre bilgi dolu, kimine göre sabırlı, kimine göre fedakâr…
Liste uzuyor ama gerçek hayatta bu beklentilerin tamamını aynı kişi karşılayamıyor.
Çünkü “iyi öğretmen” tanımı çoğu zaman insanı unutuyor.
İyi öğretmen; her an ulaşılabilir, her derse enerjik, her öğrenciye sonsuz anlayışlı, her veliye
sakin yaklaşan kişi gibi sunuluyor. Bu tanım kulağa hoş geliyor ama insan doğasına ters.
Sürekli yüksek performansa ayarlanmış bir makineden farkı yok.
Tam burada farklı bir soru ortaya çıkıyor:
“Asıl önemli olan iyi öğretmen olmak mı, yoksa dengede öğretmen olmak mı?”
Dengede öğretmen; tükenmeye yaklaşmadan durabilen kişidir.
Gerektiğinde hayır diyebilir, sınır koyabilir, enerjisini korur.
Her şeyi aynı anda yapmaya çalışmaz, yapamadığında kendini suçlamaz.
Eksikleriyle barışıktır ama mesleğini ciddiyetle yürütür.
Dengede duran öğretmenin sınıfa etkisi çoğu zaman “çok iyi” öğretmenden daha uzun
ömürlüdür. Çünkü kendi merkezini koruyabilen bir öğretmen, öğrencinin merkezine de zarar
vermez. Duygusal dalgalanmalara, yoğun günlere, karmaşık ilişkilere karşı daha
dayanıklıdır.
İyi öğretmen idealdir;
dengede öğretmen ise gerçektir.
Bugün eğitimde yaşanan birçok yıpranmanın sebebi, herkesin kendini “mükemmel
öğretmen” kalıbına sıkıştırmaya çalışması. Oysa öğrenciler mükemmelliği değil, tutarlılığı
fark eder. Onlar için öğretmenin duruşu, ses tonu, davranış biçimi çok daha belirleyicidir.
Sonuç olarak:
Dengede olan öğretmen, sürdürülebilir öğretmendir.
Kendi gücünü koruyabildiği için başkalarına daha sağlıklı dokunur.
Ve bu, uzun vadede “iyi öğretmen” tanımından çok daha işlevseldir.
Belki de bugün öğretmenlerin kendine sorması gereken soru şu:
“Başarılı mıyım?” değil.
“Dengede miyim?”
.
Ve bu, uzun vadede “iyi öğretmen” tanımından çok daha işlevseldir.
Belki de bugün öğretmenlerin kendine sorması gereken soru şu:
“Başarılı mıyım?” değil.
“Dengede miyim?”