Bugüne kadar sayısız insanla tanıştım, binlerce hayat hikâyesine dokundum. Bir sosyal hizmet uzmanı olarak yıllardır insanların en kırılgan anlarına şahitlik ettim. Hayat bana şunu öğretti: En büyük dersler çoğu zaman sıradan bir sohbetin, sıradan bir günün içinde gizlidir. Ve en büyük bilgelik, yüzyıllardır görmezden gelinen bir yerden filizlenir: Kadın aklından.
Bu köşede sizlere bazen fark edilmeyen, bazen de görmezden gelinen hayat parçalarını anlatmak istiyorum. Bir kadının, bir annenin ve bir sosyal hizmet uzmanının gözünden toplumun nabzını tutmak, acıları ve sevinçleri paylaşmak niyetindeyim.
“Kadın aklıyla…” Kimimiz için bir övgü, kimimiz için alay konusu olan bu ifade, aslında çok daha derin bir hakikati barındırıyor. Kadın aklı; zekânın, direncin, sezginin ve görünmez emeğin birleşimi. Evlerin direği, çocukların umudu, toplumun vicdanı olan kadınların gücü işte bu akılda saklı.
Samsun’un sokaklarında her gün bu güce tanıklık ediyorum. Geçen hafta Atakum sahilinde bir kadınla sohbet ettim. Eşi işsiz kalınca evde yaptığı reçelleri küçük bir tezgâhta satmaya başlamış. “Kazancım büyük değil ama çocuklarımın okul harçlığını kendi emeğimle çıkarıyorum” dedi gururla. İşte kadın aklı: Umutsuzluktan umut, çaresizlikten çözüm üretmek.
Bir başka hikâye Çarşamba’dan. Fındık bahçesinde çalışan bir kadın işçi anlattı: “Sabah ezanıyla kalkıp bahçeye gidiyoruz, akşam yorgun dönüyoruz ama sofraya oturduğumuzda çocukların yüzündeki tebessüm bize yetiyor.” Kadın emeği çoğu kez görünmez kılınsa da, Samsun’un bereketi onların alın teriyle büyüyor.
Bu köşede yalnızca hikâyeler anlatmayacağım. Toplumsal cinsiyet rollerinin kadınların yaşamını nasıl şekillendirdiğini, eşitlik mücadelesinin hepimize nasıl dokunduğunu da konuşacağız. Ama en çok da birbirimize ses olacağız. Çünkü dayanışma, bir şehrin havasını bile değiştirebilir.
Ben, yıllardır hayatın kenara ittiği insanlara dokunmaya çalışan biri olarak, görmezden gelinenin sesini yükseltmenin ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Bu köşede yapmaya çalıştığım tam da bu: Kadın aklıyla kurulan bir köprü inşa etmek.
Bugün size yalnızca “merhaba” demiyorum. Aynı zamanda bir çağrı yapıyorum: Gelin, bu köşede birlikte düşünelim, tartışalım, öğrenelim ve güçlenelim. Çünkü inanıyorum ki, kadın aklıyla bu dünya daha adil, daha umutlu, daha yaşanılır bir yer olacak.
Ve şimdiden söyleyeyim: Önümüzdeki yazılarda bir köy okulunda çocuklar için gecesini gündüzüne katan öğretmenlerin hikâyesini, Samsun’daki kadın kooperatiflerinin görünmez mücadelesini ve belki de bir sporcunun başarı yolculuğunu konuşacağız. Her hafta, yanı başımızda duran ama çoğu kez fark etmediğimiz kahramanlarla buluşacağız.
Sevgi ve saygılarımla…